İnsanlar er ya da geç Dünya dışında bir yerlerde yaşayacaklardır ama insanların uygun koşullarda yaşayabilmesinin iki sebebi vardır:Ya kendimizi değiştireceğiz ya da yeni evimizi kendimize göre değiştireceğiz(buna ''Terraforming'' denmektedir)
Kendimizi değiştirmek konusunda yavaşta olsa bir evrim süreci yaşadığımız aşikar ama bu adaptasyon konusunu daha hızlı bir şekilde yani Genetik Mühendislerimizin yardımıyla bu süreci daha da hızlandırabilmemiz mümkün gözüküyor.Bugünün şartlarıyla üst düzey bir genetik korunmadan söz etmiyorum ama hem Uzay'a açılmanın hem de Genetik biyolojisinin başında sayılırız.Şu yaşadığımız gelişim sürecini ele alırsak,sadece zaman meselesi olarak görüyorum.Evet,kendimiz değiştirmek zor olabilir ama bunu yaşadığımız dünyadaki canlılara bakarak kendimizi diğer zorlu koşullara nasıl hazırlayabileceğimizi öğrenebiliriz.Galiba buna en güzel örnek Tardigrade olarak bilinen ve halk arasında ''Su ayısı'' olarak tabir edilen bu mikroskobik canlıyı örnek alalım.
Yaşadığımız yeni bir dünyanın kapısını aralamak için düşünülen ikinci bir taslak ise ''Terraforming'' yani Dünyalaştırma olacaktır.Bunun en güzel somut örneği ise şimdilerde çalışmalarımıza devam ettiğimiz Kızıl Gezegen Mars.Mars şu an çok soğuk ve yaşanması gerçekten güç bir yer ama orayı yaşanır hale getirecek olanlar ise yine biz insanlar olabiliriz.Mars soğuk olduğu için orayı ilk önce ısıtmamız gerekecektir.Orayı ısıtmanın en iyi yolu dünyamızdan da bildiğimiz gibi kirletmek olacaktır.
Kirletmekten kastettiğim şey,orayı kirleterek sera etkisine maruz bıraktığımız zaman Mars'ı bir derece olsa da ısısını Dünyamıza benzetebiliriz.Tabi sadece iş sıcaklıkta bitmiyor.Dünyadaki gibi Mars'ın bir ozon tabakası bulunmuyor var ama çok ince olduğu için mor ötesi ve zararlı ışınları atmosferden kolaylıkla geçebiliyor.Atmosferde tabakayı tekrar canlandırmak için yapacağımız tek şey oraya bol bol ağaç dikmek olacaktır.Ağaç,karbondioksiti Oksijene dönüştürerek oradaki atmosfer tabanlı bir yapı oluşturabilir.Oraya ağaç dikmek ne kadar mantıksız gibi gözükse de ağacın yapacağı işi Tardigrade'in genlerine işleyerek bu sorumluluğu onlara yükleyebiliriz.Buradaki işin büyük bir bölümü yine Genetik Mühendislerimize ve biyologlara kalıyor.Asıl sorun uzayda uzun süre kalındığı zaman ortaya çıkmaktadır. Kas zayıflığı ve denge duyusu kaybının yanı sıra, omurgada %5-6, leğen kemiğinde %10-12, kalçada %7-9'a varan kemik erimeleri olabilmektedir. Bu da Mars'a yapılacak olası bir insanlı uçuşta yol esnasında ciddi kemik kırılmaları olabileceğini düşündürmektedir. Bu yüzden astronotlara aynı yer çekim gücünü uygulayacak giysiler hazırlanmaktadır. Ayrıca kemik erimesinin önüne geçecek egzersizler ve ilaçlarla ilgili çalışmalar sürmektedir. Uzun süre ailesinden, arkadaşlarından çok uzakta kalan ve kapalı mekanlarda gözlenmesi kaçınılmaz olan psikolojik sorunlara karşılık astronotlar ciddi psikolojik eğitim almaktadır.

Kirletmekten kastettiğim şey,orayı kirleterek sera etkisine maruz bıraktığımız zaman Mars'ı bir derece olsa da ısısını Dünyamıza benzetebiliriz.Tabi sadece iş sıcaklıkta bitmiyor.Dünyadaki gibi Mars'ın bir ozon tabakası bulunmuyor var ama çok ince olduğu için mor ötesi ve zararlı ışınları atmosferden kolaylıkla geçebiliyor.Atmosferde tabakayı tekrar canlandırmak için yapacağımız tek şey oraya bol bol ağaç dikmek olacaktır.Ağaç,karbondioksiti Oksijene dönüştürerek oradaki atmosfer tabanlı bir yapı oluşturabilir.Oraya ağaç dikmek ne kadar mantıksız gibi gözükse de ağacın yapacağı işi Tardigrade'in genlerine işleyerek bu sorumluluğu onlara yükleyebiliriz.Buradaki işin büyük bir bölümü yine Genetik Mühendislerimize ve biyologlara kalıyor.Asıl sorun uzayda uzun süre kalındığı zaman ortaya çıkmaktadır. Kas zayıflığı ve denge duyusu kaybının yanı sıra, omurgada %5-6, leğen kemiğinde %10-12, kalçada %7-9'a varan kemik erimeleri olabilmektedir. Bu da Mars'a yapılacak olası bir insanlı uçuşta yol esnasında ciddi kemik kırılmaları olabileceğini düşündürmektedir. Bu yüzden astronotlara aynı yer çekim gücünü uygulayacak giysiler hazırlanmaktadır. Ayrıca kemik erimesinin önüne geçecek egzersizler ve ilaçlarla ilgili çalışmalar sürmektedir. Uzun süre ailesinden, arkadaşlarından çok uzakta kalan ve kapalı mekanlarda gözlenmesi kaçınılmaz olan psikolojik sorunlara karşılık astronotlar ciddi psikolojik eğitim almaktadır.

Evrenimizden çok,yaşadığımız Dünyayı çok iyi tanımalıyız.Eğer oralarda bir yerlerde yaşamak istiyorsak adımı ve soyadımız gibi yaşadığımız dünyamızı da iyi bilmek zorundayız.Şu an gelinen noktada bile dünyamızda bulunan bir çok canlıyı bilmiyoruz ama bence bu sadece bir zaman meselesi;teknoloji ve bilimin zaman içindeki gelişimine bağlı olarak gerçekleşecek olan mesele...
Saygılarımla...
S.Umut ÇALIŞKAN
.jpg)
