7 Mayıs 2013 Salı

Baz İstasyonlarının Çevreye ve Sağlığa Etkileri Baz istasyonlarının kurulma sebebi nedir?


Baz İstasyonlarının Çevreye ve Sağlığa Etkileri
Baz istasyonlarının kurulma sebebi nedir?

Baz istasyonları, cep telefonu haberleşmesinin gerçekleştirilebilmesi için gerekli kapsama alanını sağlamak amacıyla kurulurlar. Baz istasyonlarının kapsama alanına girmeyen bölgelerde cep telefonları ile konuşmak mümkün olmamaktadır.

Türkiye’de kullanılan mobil haberleşme sistemi dünyadaki uygulamalardan farklı mı?

Mobil iletişim sistemi, İngiltere’de, Almanya’da veya Amerika’da yani dünyanın herhangi bir ülkesinden aynı şekilde çalışır. Bu sayede aynı telefonu dünyanın herhangi bir bölgesinde rahatlıkla kullanabiliyoruz.

Baz İstasyonları Şehir Dışına Taşınmalı mı?

Mobil haberleşme istemiyorsak, evet, baz istasyonları şehir dışına taşınmalı… Öncelikle sormamız gereken soru, ‘mobil haberleşme istiyor muyuz, istemiyor muyuz?’ olmalı.

Mobil haberleşme sisteminde, haberleşmenin yapılacağı bölgeler hücre adı verilen küçük alanlara ayrılır. Her hücrenin merkezinden bir baz istasyonu bulunur.
Hücrelerin çapı, haberleşmenin sağlanacağı bölgedeki abone sayısı, fiziksel ve coğrafi yapısı ile yakından ilgilidir. Yerleşimin az olduğu bölgelerde, 25-35 km yarıçaplı bir bölgeye tek baz istasyonu ile hizmet verilebilir. Ancak, bina, ağaç ve tepe gibi engellerin olduğu, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde “şehir dışına kurulacak baz istasyonları ile haberleşmenin kesintisiz bir şekilde sağlanması mümkün değildir.”
Şehir merkezlerinde, cep telefonları ile baz istasyonlarının haberleşmesini sağlamak için, her caddeyi, her sokağı kısacası her aboneyi görecek şekilde baz istasyonları yerleştirilir.
Şehir dışına yerleştirilen baz istasyonları ile haberleşmenin sağlanabilmesi için, “baz istasyonlarının ve cep telefonlarının yüksek güçlere çıkması gerekmektedir. ” Oysa, merkezi yerlere yerleştirilen ve küçük çaplı bir bölgeyi kapsayacak olan baz istasyonlarının ve bu baz istasyonları ile haberleşen cep telefonlarının güçleri oldukça düşüktür.

Problem Nedir?

EMC (EM Uyumluluk) cihaz – cihaz etkişemini ele alır ve cihazların birbirinin olumsuz etkilemeden ve etkilenmeden bir arada kendilerinden beklenen işlevleri yerine getirebilmesi için gerekenleri yapar.

BEM (Biyo, elektromanyetik) cihaz – canlı etkileşimiyle ilgilenir ve cihazların canlılarda yaratabileceği kısa ve uzun dönemli etkileri araştırır.

Her iki alanda da uzman ve yetkili kuruluşlar vardır. Bunlar tarafından standartlar oluşturulur, sınır değerler belirlenir, gerçeklenen ölçülerle denetleme sağlanır. Örneğin, EMC için AB’nin CE Markası, BEM için baz istasyonu ölçümleri gibi.

GENEL BİLGİ

TÜRKİYE

Yüzölçümü: 814.000 Kilometrekare
Nüfus: 73 Milyon civarı
Baz istasyon sayısı: 45.000

ALMANYA (Yüzölçümü yaklaşık Türkiye’nin yarısı)

Yüzölçümü: 357.000 Kilometrekare
Nüfus: 82 Milyon civarı
Baz İstasyon sayısı: 140.000

DANİMARKA (Yüzölçümü yaklaşık Türkiye’nin 20′de biri 1′i)

Yüzölçümü: 43.000 Kilometrekare
Nüfus: 5.5 Milyon civarı
Baz İstasyon sayısı: 35.000



Cep Telefonları ve Baz İstasyonları Zararlı mı?

Henüz NET/KESİN bilimsel bilgi yok!
BİLGİ yoksa ŞÜPHE olmalı
ŞÜPHE varsa, temkin olmalı.
Sözcüklere Dikkat!

Etki, tehlike, zarar sözcüklerinin birbirleriyle karıştırılması yanlıştır.
Etki olması zarar anlamına gelmeyebilir.
Zararı yoktur ile henüz zararı gösterilememiştir çok farklıdır.
Bir etkinin, zararın, vb. bulunamaması olmaması anlamına gelmez.
Bilimsel olarak bir şeyin etkisi ya da zararı yoktur demenin anlamı ancak ve ancak olmadığının her yönüyle kanıtlanması ile olabilir. Bu ise insan sağlığı söz konusu olduğunda hemen hemen olanaksızdır.
O halde bulunamamıştır ya da görülmemiştir benzeri sözcüklerden hemen yoktura geçmek yanlıştır.


Elektromanyetik Etkileşim

Genelde, düzelme elektromanyetik alanlar altında bulunan vücuttaki güç soğurulması dokudan dokuya farklılıklar gösterir. Bu anlamda dört farklı frekans bölgesi ve etkileşimden söz edilebilir.
100 kHz ile 20 MHz arasında güç soğurulması daha çok boyun ve ayaklarda görülür.
20 MHz ile 300 MHz arasında hem vücudun tümünde hem de kısmi bölgelerde, rezonans etkisi nedeniyle, anlamlı güç soğurulması olabilir.
300 MHz ile birkaç GHz arasında yerel ve farklı güç soğurulması ile karşılaşılabilir.
10 GHz’in üstünde ise vücudun yüzeye yakın kısımlarında güç soğurulması söz konusudur.
Elektromanyetik Işınımının Canlılar Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Radyo Frekans (RF) elektromanyetik dalgalarının foton enerjileri, atomları ve molekülleri iyonlaştıracak düzeyde değildir. Elektromanyetik radyasyonun göreceli olarak düşük frekanslı biçimleri olan görünen ışık, kızılötesi radyasyon ve RF dalgalar iyonlaştırıcı olmayan radyasyona örnektir. Ortamdaki iyonlaştırıcı olmayan elektromanyetik dalgaların etkisinde kalma sonucunda canlılarda iki tür etki oluşabilir:
Isıl Etkiler
Isıl etkiler, insan vücudunda yıtılan elektromanyetik enerjinin ısıya dönüşmesi ve vücut sıcaklığını arttırması olarak tanımlarnır. Elektrik akımının akması anlamına gelen bu hareket karşı gösterilen direnç ısınmaya neden olur. Bu ısı vücutta sıcaklık artmasına neden olur ve bu sıcaklık artması vücutta yutulan ısının vücuttan, kan dolaşımı gibi nedenlerle atılmasıyla dengeleninceye dek sürer.

Isıl Olmayan Etkiler

Isıl olmayan etkiler ise kimyasal, biyolojik, genetik ve psikolojik olarak sıralanabilir.


Baz İstasyonları Kanser Yapar Mı?

Yanlış sorularla doğru yanıtlara varmak olası değildir! Soru, “maruz kalınan elektromanyetik alanın sınır değerlerin altında ya da üstünde olması kanser tehlikesini ne derece etkiler?” şeklinde olmalıdır. Bu sorunun henüz yanıtlanamayacağını konunun uzmanları belirtmektedir. Çalışmalar aralıksız sürdürülmekte ve her türlü deneysel sonuç ve bulgu değerlendirilmektedir. Uzmanlar, soruya yanıt verebilmek için epidemiyolojik çalışmaların en az on-onbeş yıl sürmesi ve bu çalışmalardan elde edilecek sonuçların da baz istasyonları ile sağlıklı biçimde ilişkilendirilmesi gerektiğinin altını çizmektedirler. Bugün için hala kanser yapar demek kadar kanser yapmaz demenin de bilimsel değeri yoktur.

İyonlaştırıcı radyasyonun hücrelerin genetik malzemesini (DNA) etkileyerek mutasyon ve kanser yol açtığı bilinmekle birlikte, RF dalgaların benzer etkiler yaptığı kanıtlanmamıştır.

Son yıllarda cep telefonlarının özellikle beyin tümörlerini arttırıp arttırmadığı konusu gündeme gelmiş, ancak bugüne kadar yapılan incelemelerde cep telefonu kullanımın kansere yol açtığını gösterecek kesin deliller bulunmamıştır.

Okul / Hastanelerde Baz İstasyonu Olmalı Mı?

Genelde, çatıya kurulan baz istasyonu anteni, enerjiyi mum ışığı gibi yayar. Yani, dibine en az seviyede enerji verir. Dolayısıyla yan yana iki binada oturanlardan çatısında anten olan bindakiler, karşıdaki binadakilere göre daha az enerji altında kalacaklar demektir.
Bina cephelerine, balkonlara, vb. kurulan antenler ise enerjisini el fener gibi yayarlar. Cephe antenleri de enerjilerini benzer şekilde yayarlar. Örneğin bir binanın ikinci ya da üçüncü kat hizasındaki bir cephe anteni binanın önünden geçen sokağı kapsamak için tasarlanmıştır. Bu nedenlerle okul, kreş ve hastane gibi binalardan ve bunların bahçelerinden baz istasyonlarını kaldırmaktan ziyade enerji hüzmelerinin bu bölgeler bakmamasının sağlamak daha doğrudur.
Okulun çatısındaki bir antenin etksi yanında karşı binanın çatısına okula bakacak şekilde anten yerleştirmek daha çok etki yapacaktır.