2 Ekim 2012 Salı

BOK BÖCEKLERİ 'NİN İNANILMAZ TARİHİ


        Bok böceği, kısmen ya da tamamen dışkıyla beslenen böceklerin ortak adıdır. Bu türlerin büyük çoğunluğu, kın kanatlılar sınıfının üyesidir. Ancak, kın kanatlıların diğer bir familyası olan Geotrupidae de dışkıyla beslenen ve "toprak kazan bok böcekleri" olarak anılan türler içermektedir.Bok böcekleri sert kabuklu böceklerdendir ve bir çoğu parlak metalik renklerde ve 5-60 mm büyüklüğündedir. 

        Bu böcek, küre imal edebilen tek böcektir. 30 adet parmağa sahiptir. Ön ayaklarının yardımıyla dışkıdan iri bir küre yapar, bu kürenin içine yumurtalarını aşılar ve küreyi başı hep doğuya dönük olarak, arka ayaklarıyla yuvasına itip gömer. Yirmi dört gün sonra
                                    yavruları belirmeye başlayınca, küreyi topraktan çıkarıp suya götürür. Küre suda eridiği zaman da yavrular serbest kalır.Birçok farklı habitatta  yaşayabilirler, çöl, tarlalar, orman,  ve otlaklar buna dahildir. Aşırı derecede soğuk veya kuru havayı sevemezler. Antartika hariç bütün kıtalarda görülürler.
Bok böceği türlerinin sıklıkla, oldukça özgün ekolojik gereksinimleri vardır. Örneğin, Aphoniidae alt familyasının üyeleri geyik dışkısını geri dönüştürmek üzere özelleşmiştir.  "yuvarlayıcı böcekler" olarak anılan bir grup bok böceği ise dışkı kümesinden ayırdığı bir parça dışkıyı top haline getirip, o küme üzerine gerçekleşebilecek olası bir mücadeleden yuvarlayarak uzaklaştırır. Yine Scarabaeinae alt familyasının üyelerinden bazı türler ise,  dışkı topunu dışkı kümesinin altında oluşturur. Kimi bok böcekleri ise omurgalıların yuvalarında yaşarlar.



           Bok böcekleri eski Mısır’daki en yaygın sembollerden biridir. Mısır geleneğinde farklı bağlamlarda, üç değişik anlamda kullanılmış olan sembolün simgelediği anlamlar şöyle açıklanır:* Ra’nın “khepre” şeklini temsil eden kullanımlarında kozmik evrenin meydana getirilişini simgeler. Bu böceğin üreme biçimi, kendi kendini doğuran, daha doğrusu kendi kendinin nedeni olan yaratıcı güç “Phtha”nın evrendeki kozmik nesneleri şekillendirerek oluşturmasını temsil eder. Burada söz konusu olan güç, yoktan var eden değil, “var edilen”i biçimlendiren bir güçtür. Mısır’ın hiyeroglif yazısında “olmak”, daha doğrusu “verilen biçimi alarak varlık haline dönüşmek” anlamına gelen “hpr” ya da “kheper” fiili ayakları açık bir skarabe ile yazılır. İlah Khepra’nın adı da bu fiilden türemiştir.
* Güneş ile birlikte kullanımlarında, Güneş Sistemi’nin kendisine yaşam veren, kendisini yöneten Sirius Sistemi ile ilişkisini simgeler. Böceğin yumurtalarını koyduğu ve itme gücüyle yuvarladığı küre, kozmozda bir güçle yuvarlanıp giden bir ateş küresi olan ve tohumlarını Sirius’ten alan Güneş’i simgeler.  Sembolün bu anlamdaki kullanımında, sembole genellikle Güneş’i simgeleyen bir diskin eşlik ettiği görülür.
* Ölüm ve ölüm-ötesi konularıyla ilgili olarak kullanımında ise reenkarnasyonu simgelemek üzere kullanılırdı. Bununla birlikte Skarabenin eski Mısır’da aynı zamanda bir tür muska olarak da kullanıldığı bilinmekteydi.
Kadim Mısır'ın bu kutsal böceği, günümüz dünyasının bile en geçerli tılsımlarından biridir. Kadim Mısırlılar onun yaratılış, erkekliğin tartışılmaz gücü, üreme, bilgelik, reankarnasyon, ölümsüzlük ve yenilenmeyle özdeşleştirmişlerdir. Bokböceği tılsımı hemen hemen dört bin yıllık bir faal yaşam süresi gösteren ve dünyadaki tılsımların içinde en uzun bir geçmişe sahip olanıdır. Bugün bokböceği simgeli yüzük, küpe ve broşlar uğur olarakta hala kullanılmaktadır.

                                                                              DUYGU YAYLA