2 Ekim 2012 Salı

POMPEİ’İN TAŞ KESİLEN İNSANLARI



         Günümüzde dünyaki tek aktif ve tehlikeli olan Vezüv Yanardağı’na sahip Pompei’de, yaklaşık 1929 yıl önce bir patlama sonucunda insanlar bütün şehrin yok olmasına tanık oldular. MS79’da,Napoli’nin Güneyi’ndeki  Pompei dünyanın en zengin ve en yolsuzlaşan kentiydi.O senelerde Pompei’de Roma İmparatorluğu hüküm sürmekteydi. Şehrin edepsizliğe ve aşırı zinaya düşkünlüğü nedeniyle tarihten silindiğine inanç çok büyüktür. Hatta bazılarına göre Pompei de, Sodom ve Gomore gibi Allah tarafından cezalandırılan şehirlerden biridir. İmparator Caligula, zaten kendi kız kardeşine aşıktı. Halkın ise ondan geri kalır yanı yoktu.Bir ticaret şehri olan Pompei’in dört bir yanı genelevlerle çevriliydi. Dil bilmeyen gemiciler bu genelevleri bulmakta zorluk çekmesinler diye binaların üzerinde penis şekilleri vardı.Ayrıca eşcinsellik de normal karşılanıyordu. Nüfusun yüzde 60’ı asil halktan, yüzde 40’ı köleden oluşuyordu. Asiller müthiş bir zenginlik içindeydi. Rivayete göre; önce yemek yerler, daha sonra yediklerini kaz tüylerini kullanıp kusarlardı. Nedeni ise daha fazla yemek yiyebilmek, yemek zevkinden sonuna kadar faydalanmaktı... Felaket gününe kadar önceleri şehirde,çeşitli şiddetlerde  birçok deprem olmuş ancak halk hayatını aynı düzende yaşamaya devam etti. 23 Ağustos 79 ‘ da , vezüv yanardağının küçük küçük patlamalarına da alışık olan halk o günde dağdan gelen ufak tefek külleri umursamadı ancak bu sefer o küllerin ardı arkası kesilmedi. Panikle limana doğru koşan bazı insanlar gemilere binip kaçamadılar çünkü denizde kabarmış ve bütün gemileri sahile doğru geri atıyordu. Ve o gün insanlar her ne yapmaktalarsa, kimisi pazarda kimisi evinde; kükürt gazından zehirlenerek öldüler ve lavlarla birlikte üzerlerine 18m.kaplanan kızgın kumlar ve gazlarla taşlaşıp kaldılar. Patlamada yayılan kül bulutları, felaketi haber verircesine Anadolu, Suriye ve Mısır'a kadar uçuştu. Sadece birkaç saat içinde 18km lik alanda yer alan Pompei, tamamen lavlarla kapandı. 16bin nüfusun hepsi helak oldu. Daha sonra kazı çalışmalarında ortaya çıkan bu felakette insanların şekilleri belli olsun diye kazı yapılmadan boşluklardan dökülen alçıyla o şekillerin bozulmadan gün yüzüne çıkarılması sağlandı. Her şey o kadar taşlaşmış ki, bugün hala İtalya’da bu insanların müzesini gezebiliyor ve o   anda  neler  yaptıklarını  gözlerimizle görebiliyoruz. Ocaktan indirilmemiş  bir  domuz,  fırından   çıkarılamamış ekmekler, sırtlarındaki   mücevher  çuvalıyla  sokak kapısını açmaya  çalışırken  yığılıveren  kadın ve  erkekler… Kiminin  başı  ellerinin arasında,  kimi  çocuğuyla  kaçma derdinde…   Bir  yanda,  şehir kapısı önünde üst üste yığılmış cesetler… Öte yanda, bir zengin evinde cenaze törenine katılan ve yerlerinden kalkmaya bile fırsat bulamadan ölen insanlar… İsis tapınağı, tiyatro... Hepsinin de  yaşadıkları  son  anları  dondurulmuş  bir  şekilde  duruyor.  Yazıcı  dükkânındaki  balmumu  tabletler, kitaplıktaki   papirüs  tomarları,  hamamlarda  kaşağılar,  meyhane  tezgâhlarında kadehler ve son müşterilerin bıraktıkları paralar… Ev ve dükkân kapılarında sahiplerinin isimleri, umumi tuvaletlerdeki pislik bulaşıkları bile aynen duruyor.   Jeologlara  göre halkın  ölüm  sebebi  kükürt gazı.  Taşa dönmelerinin  sebebi  ise yanardığın püskürttüğü  volkanik  tozun  sertleşmesi...  Bu lavlar kalıp oluşturmuş,  zamanla içerdeki vücut çürümüş fakat kalıp aynı kalmıştır..

                                                                                                                                        DUYGU YAYLA